24 Şubat 2016 Çarşamba

nerden olacaktı işte..ordan burdan.. bu simone da iyice yerleşti buralara der kaçarım..

ermeni kırmızısı denen renkmiş bu.. artık yapılamıyormuş.. sır olup kalmış nasıl elde edildiği..
pera müzesinden.. 


madem artık sosyal medyada çok laf yetiştirmemeye karar verdim..
blog yazılarını aksatmamak gerek..
iyi kötü gün aşırı da olsa birşeyler eklemek gerek..
ama işte..
hayat bazen yakalıyor..
beni genellikle hayat değil migren yakalıyor..

ctesi. gününden beri tam 4 gün süren migren ekran bakma saatlerimi kısalttı..
o yüzden simone'um beauvoir'ım..
aksattım..
özür.
yoksa benim de dikte edebileceğim biri olaydı..
yattığım yerden başımın tepesinde buz paketiyle yazdırırdım yazımı ama..
yok işte..

'gelelim bu günlere bakış'a..

viralmiş ama..
güya papazın biri 71 yaşında ölmüş.. 45 dakika sonra ..
sipiar'a cevap verip dirilmiş..
ölüyken tanrıyla konuştum tanrı kadın.. demiş..
viraldir dedim..
neden biliyor musun simone..
çünkü kimse beni..
kadının.. 
umudu yok edecek şeyler yaşanmasına izin vereceğine inandıramaz..
kavga dövüş bela verir de..
umutsuzluk ve çözümsüzlüğe izin vermez..
oysa bildiğin ikisinin ortasında debelenmekteyiz..

art vin..
bir kelime oyunu ile şimdilik durdurdu ağaçlarının köklenmesini..
ama o yılan cennete bir kere burnunu soktu da..
bırakır mı..
ben sanmam.. siz..?

film endüstrisinde iş yok filan deniyor da..
haber türkün haberini izlerken..
dedim ki kurgu kötü..
senaryo berbat..
oyunculuklar sahtelik kokuyor da..
sanat yönetmeni çok iyiymiş..
harcanmasın bence o görsellik..
bir sinema filmine katkıda bulunsun..

çocukken masal sevmezdim derdim kızardınız..
hala sevmiyorum..
ama artık zorla dinletiliyorlar..
yoksa biz masalsı bir gerçeklikte miyiz anne diyesim geliyor.. 
değiliz..

bugün vizitteyim..
işte benim hasta profilim yaşlı yorgun ağrılı..
seviyorum tabi onları ve fakat ama..
tam odadan çıkarken..
sesi kapalı görüntü açık teveye takıldı gözüm...
bir artık reklam filmimi.. müzik klibimi nedir bilmiyorum..
o bir göz hareketlik sürede ekranda..
bir genç kızın profilinden düşük belli blucinli üstü çıplak.. adonisinden omuz başına on dakikada çıkılan bir gerçek üstü yaratık hareket halinde idi..
dışarı çıktık.. 
hayaller.. hayatlar  demişim ben yüksek sesle..
aaah ah sormayın dedi vizitdaşım xx'im.. 

simone..
hayat paris kafelerinde oturup..
asrın en karizmatik erkeğinin hayat arkadaşı olmak gibi değil..
ordan sevgili ordan çinli sevgili filan yazmak kolay...
gel benim masada otur da yaz..

yine aynı vizitten girdiğim her odada.. hastalarım bir kendilerine ait ada yaratmıştı..
gördüm sevindim..
misal biri evden okuma lambası getirmiş.. odanın ışıklrı kapalı..
akrobat lambası açık..
okuyordu odada..
bir diğeri.. tekerlekli yemek masasının üzerinde lepitopu ..
yanında cocohanel parfümü..
not defteri..
bir adet köpek şeklinde silikon önkol destekleyicisi.. 
ve bir çukulatalı dudak çatlağı engelleyicisini yaymıştı..
biri tam megastar..
aynası cımbızı büyütücü aynası ve ufarak bir notbuku..
seviyorum demiştim değil mi..

bloğun yeni yan kişisi simone farkında mısınız..
niye oldu neden bilmiyorum..
galiba kendi seçti bunu..
beğendiyse demek boudoir'ı..

şahsen atalete bugün..
feminist olmanın en zor yanı..
bir kız çocuk sahibi olmakmış..
dedirtiyor bu ara yaşananlar..
zor yani..
hem feminist olacaksın..
hiç bir hakkını kısıtlamayacaksın..
hem gün boyu beyninde yeni doğuran köpeğe..
bidona..
ördeğe..
çocuğa..
yeltenen xylerle aynı sokakları paylaştığın fikrini taşıyacaksın..
zor gerçekten..
feminizmin kız evlatla sınanması..
ya da annelikle mi desek..

kız demişken..
bizim sülelede de kadın ağırlığı bir kişi daha arttı..
milla bebek doğdu..
nefis biblo  gibi bişey..
beni büyük hala yapan kadın kendisi..
ne değişiklik hissettin dendi.. anne olunca..
endişe dedi beni hala yapan kadın..
yeni tanıştığım iki duygu.. biri huzur diğeri endişe..

sabah taksiye bindim..
genelde şoförlerle pek sohbet etmem ama nedense konuştuk işte..
ben ağaç dedim..
o can dedi..
bize gereken politikacı ve yöneticinin tanımlamasını yaptık..
tehdit etmeyen yeniliklere açık özgürlükçü ve gençlere yakın biri olmasında anlaştık..
sonra 4D basılmalarla yakında alemin kalp yapıp insana nakledeceğini..
bizim nelerle uğraşmak zorunda kaldığımıza hayıflanarak ayrıldık..
kucaklaşsaydık.. birbirimizin sırtını pıtpıtlardık..
eminim..
tuhaftı..

emekçi kadının gününü kutlamaya hazırlanırken ..
bir aktivite yapayım dedim..
kadının farkındalığı.. 
ve dayanışmasıyla ilgili en sevdiğim filmleri yazayım dedim..

nambır van filmim..
kızarmış yeşil domatesler..
nambır van sahnem ise..
towanda sahnesidir..

izlemediyseniz izleyin.. 
towandayı benimseyin sık sık kullanın derim...

devam edecek ..
ben ve simone buralardayız..
bekleriz efenim..

pese 1:   sur cizre demedin derseniz..
dedim aslında görmediniz mi..

2 yorum :

carpediem dedi ki...

sevgiyle okudum.dilara

ATALET dedi ki...

sevgiyle okunmayı özlemişim.. sağolasın..

Follow my blog with Bloglovin