22 Haziran 2015 Pazartesi

postnarsisistik nostaljik canıtınsız ..



#defterdenbloga
nisan sonunda aldım defteri..
çekirdek 'sen bunu alırsın bence'dedi..
bir albümle beraber aldım..
beni onaylar gibi.. 'al tabii' diyor..
neyi göstersem..
kendi alışverişlerine zemin hazırlıyor gibi geliyor..

roma'da ilk akşam yol kenarında gördük bu dükkanı..
mor turuncu süet deri albümler..
defterler..
sen burayı seversin bence dedi..
evde üç albüm dururken bir albüm.. bir defterle çıktık..

defteri çekirdek çıkarmış torbasından..
ortaya koymuş..
'sen unutmuştun' dedi..
'değil mi bunları'
'yok'dedim.. 'kullanmayacaktim daha.. ondan..'

incecik eflatun pelür kağıtlarına sarılı idiler..
çantadan çıkarınca soyup atmış..
ben çıkarsam kesin o kâğıtları elimle düzeltip.. saklardım..
bir işe yarar diye..
zaten öyle öyle çöp eve dönüştürüyorum..
ortaya konulunca süet kaplı albüm..
ilk tepkim.. tozlanacak..

saime hanımın şifoniyerinde ne çok 'kirlenmesin' ne 'tozlanmasın' ve ne 'bir gün gerekir'ler vardı oysa.. ağlaya ağlaya boşalttığım..
ve söz vermistim asla ben böyle bir temizliğe mecbur bırakmayacağım çocuk..larımı demistim..

bob marley 'başkalarını üzüntüden korumakla uğraşma.. senin katlanabildiğine onlar da katlanır' demiş..

ne zaman annemize dönüşüyoruz?
ne zaman içimizden geleni değil de..
çip çip diye bizden isteneni yapmaya başlıyoruz..

kaç tane defter var biliyor musun?
yazmaya başlayıp.. öylece bıraktığım..
bıraktığım bile diyemem aslinda..
bulamadığım icin bir diğerine geçtiğim..
yaşam iplikleri gibi..
her birinde o günlere ait notlar..
zamanında birkaç kitapta okuduktan sonra özenmiştim..
özel bir defterim olsun istemiştim..
arasına sıkıştırılmış resimler.. biletler.. eklemeler ile..
belki kızım.. oğlum.. torunum bulacaktı.. sevecekti..
ileriye dönük bir köprü .. bir iletişim huzmesi..
oysa kimsenin kendinden başka kimseyle iletişmediği zamanlardayız..
.....
yapmam gereken bir şey olduğu fikri beni rahat bırakmıyor..
sanırsın kulağıma fısıldanmış bir amaç var..
güzel anlamlı değerli mosmor bir amaç..
ama gündelik yaşam uğultusu içinde..
net duyamıyor..
ne yapacağımı bulamıyorum..

#notdefterlerimden birinin icine yazdığım bu yazıyı alıntıladım..
çünkü son günlerde aklımda olan bir fikir var buraya yazmak istediğim..
saime hanımın evindeki hoşuma giden herşeyi aşırırdım..
kendi odama.. sonrasında evime..
o da bazen güler bazen sinirlenirdi..
almak istediğim eşya ile saime hanımın gönül bağını hiç düşünmezdim..
sehpa sehpa idi.. halı halı..
şimdilerde çok benzerini çekirdek yapıyor..
leke için orijinal bir yatma oturma sistemi gördüm pinterestte.. yaptırdım..
ama leke hiç oralı olmadı..
ben de dün yeniden amaçlandırdım..
boyadım..
armutluya götürmek için..
çekirdek.. anında.. 'ben alabilir miyim odama' dedi..
evdeki hoşuna giden herşeyi odasına topluyor..
birgün kapıya bir kamyon dayayıp taşınıverecekmiş de..
koli hazırlar gibi..

dün birden saime hanımı düşünmem bu yüzden..
'biz de dermeçatmalarda mı yaşayalım..' diye itiraz etmişti sonunda..
dün ben de tam itiraz edecekken.. anımsadım kendi yaptıklarımı..

defterde bulduğum notlar da bu düşündüklerimle örtüştü..
ne zaman annemize dönüşürüz..
belki de kızımız bize dönüştüğü zaman..

bir diğer neden de..
blogda bir yazımda çekirdeği ve arkadaşını anlatmışım bir zaman..
bağlantıyı attım.. bak iki sene önce ne olmuş diyerek..
'ağladım..'
yazmış cevap olarak..

akşam da..
ben asla senin bloğunu okumayacağım..
çok etkileniyorum..
dedi..
bir de defter hazırlama niyetimi duysa..

aslında bu köprü..
bu iletişim merakı..
bir iz bırakma çabası..
bir narsisizm göstergesi..
biliyorum..
da ne gam..

posted from Bloggeroid

Hiç yorum yok :

Follow my blog with Bloglovin