4 Mart 2012 Pazar

bloklamak.. ambargolamak.. papanas..boğaz ağrısı.. canıtın ve diğerleri....


biz fransayı defalarca reddettik.. blokladık...kültür bariyerleri koyduk..
ben lisedeyken alabildiğim 33 lükler ve 45likler bir anda bitiverdi../ fransızca ise al.. derdisaimehanım.. her hafta bir 45lik her ay bişr 33lük..beklemeyi bilmem ondan mıdır../
sanırsın fransız müziği bitti.. bende bir 10 yıllık karadelik var..

dergiler geliyordu ama..
kadınları kim durdurabilir..
moda dergileri hep geldi.. moda o zamanlar fransa merkezli.. ingiltere daha atağa kalkmamış.. italya ispanya..hele amerika.. hıh....
=)

elle o zamanlar en arka sayfayı dörde bölünebilecek şekilde üst ortadan aşağı ve sol ortadan sağa delikli yapar.. /pul gibi iste/..
derginin en köküne yakın yerine.. koparınız diye işaret koyar..
her bir ufak dikdörtgene bir yemek tarifi.. önü resim arkası tarif..
aynısından bir tane de örgü tariflerisayfası eklerdi.. FİCHE - CUISINE.. FICHE TRICOTS..

moda magazin .. makale
/ mesela iran devriminde yüzü kezzaplanan.. dukakları camla kesilen .. fransaya sığınma hakkı istemiş kadınlarla..plastik cerrahi koğuşunda yapılan röportajı orda okumuştum..
burda bizim haberimizbile yoktu olan katliamdan..
biz kendi katliamımızla meşguldük.. onlar zındık biz şehir gerillası avlıyorduk../
eh üstüne yemek örgü..

yemekle pek işim olmazdı..

am aörgüler.. süperdi.. sanırım yarısını imalettim..
birmanevra sandığı dolusu örgükazağım olmuştu biryılda.. be her biri hiç görülmemiş bilinmemiş desenlerde idio zamanlar..

arada mutfakta da ben varım diyesim gelirdi..
saimanımın mutfağını işgal ederdim...
birkısmı asla yapılamayacak şeylerdi..
malzemenin ne olduğunu bile anlamazdım..
marzipan ne..
mozarella kim.. korn flakes nasıl birşey..
neskafe getirecek olmuştu bir arkadaşı annemin de..
yanlışlıkla .. şimdiher kafede bulunan french press dedikleri.. fransızların da filte dediği aletle yapılmak üzere çekilmişolanını almış gelmiş..
teneke kutu.. açıyorsun.. türk kahvesinden daha iri grenli bişey..
nasıl pişirirsen pişir olmuyor..
arkasında percolatorilekullanın diyor..
guglanım daha portakalda vitamin..
sözlük.. ki o zaman lugat denirdi..
bir tarif veriyor.. uzay temasına benzeyen..

ilk perkoleytırı kim getirdi bana..
bardağın üzerine oturtup içine kağıt filtre konuluyordu..
ama kahvesini bıulmak ne mümkün.. ve bitince filtresini..

neyse işte malzeme sıkıntımız vardı..

bir pazar.. bu tarifi okuyunca..
aha dedim bundaki kerşey tanıdık..

beyaz peynir..tuzu alınmış olucak evde var..
yumurta evde var..
un evde var..

bu kalıp ne kadar dedim cemal beye.. beyaz peynirden söz ediyorum..
ve hepsini kullandım..
cemal beyin gözleri dışarı uğradı.. benim bir haftalık beyaz peyniri.. çatallaezmeye başlamam üzerine..
ununu.. yumurtasını.. akını filan dendiği üzere yaptım..
kızarttım..
pudra şekerledim..
nasıl hafif..
nasıl leziz..

o gün bugündür arada yaparım..
çocuklar mücveri ve krepi daha çok seviyorlar..bu hafif tuzlu hafif tatlı şey onların ağız tadına pek uymuyor..
o yüzden yılda bir kere iki kere.. kendi nefsimi körletmece.. yaparım..
tavsiye ederim..

bu sabah boğazım yanıp duruyor..
yumuşak bişeyler yiyesim var..
evde suya basılmış bi ton keçi peyniri var..
birileri getirdi.. kır evlerinin yöresinden..

hemen yaptım..

hemen derken hemen.. omlet hızıyla =)..

sulandı mı ağızlar..
tarifii aklımdan yapıyorum.. onca basit çünkü..
ama hadi, size vereceksem..
birkontrol edeyim dedim..
eski rum yemeği ya da roma yemeği imiş..

ama ingilizlere verilen tarifler.. pek benimkine benzemiyor..
fransızca da aradım..
elle dergisinde çıktı.. =).. benimbin yıl önce aldığım tarif..

buyrun..

papanas

500 gr beyaz peynir..
200 gr un..
4 yumurta..

suda bırakılmış olan peyniri bir saat " pirinç" eleğinde bekletin..
sonra yumurta sarıları ve elenmiş unla karıştırın.. pürüzsüz olsun..
sonra.. yumurtaların aklarını "sert kar" kıvamında çırpın..
yavaş yavaş kaldıra kaldıra.. karıştırın onu da..

tavada yağı kızdırın.. kaşıkla karışımdan yağın içine azarazar koyun ve üzerine basarak yassılaştırın..
altın rengine gelince.. alın tavadan..
diğerleri de hazır olana kadar..
sıcak fırının açık kapağında.. soğumaması için orda bekletin..

üzerlerine pudra şekeri serperek..
sıcak olarak yeyin..

sofra ipucu: bu yemek tatlı veya tuzlu olarak tüketilebilir.. tuzlu yemek isterseniz.. pudra şekerini esgeçin onun yerine ince kıyılmış yeşillikler kullanın..

yarasın..

=)

ben artık sıcak fırınmış.. grammış.. tartıymış onu geçiyorum..
el göz kararları ile yapabiliyorum..

ama şu orijinal tarifi görünce..
ağrılı boğazlı..
birbuduar kadını olmaktan çıktım..
ben biranda.. gencecik.. hevesli.. etrafında panik halde dolaşan cemalbeyleberaber..
o davlumbazlı.. hoover marka fırınlı eve gittim..
o fırının sıcak tutma bölmesi vardı..
üstü ocak..
altı fırın..
arada bir bölümü de..
sıcak tutma alanı idi..
ama sıcak tutma bölümüne papanas koyacağım diye..
fırını yakmaya çalıştığımda..
havagazı fırını yakacak basınçta değildi onu hatırlıyorum..
istanbulda vardı böyle bir sorun.. havagazı sorunu =)..

cemal beyin şaşkınlığı ise.. benim gerçekten.. sıcak tutamk için fırın yakabileceği görmek olmuştu..
biz ekonomi çocuklarıydık..

iyi pazarlar olsun..

Image Hosted by ImageShack.us

5 yorum :

semaca dedi ki...

mmmmm ... yumuşak, tatlı ve tuzlu... leziz bir tat... yapılır mı bu be ataletim... 1200 cal içine sığışmaya çalıştığım şu günlerde... neyse ada'm yemiş, iyi gelmiş, afiyet şeker olsun, boğazına şifa olsun... bu arada vallahi özledim.. çabuk iyi ol.. bu hafta kahve kanyak yapalım... sevgilerimle ataletim

Leylak Dalı dedi ki...

Uy diyetli diyetli canım çekti, sabah da tibitırda biri pişiden bahsediyordu, komplo teorisi gibi ama pabuç bırakmadım. 1 dilim çavdar eppeği, biraz peynir ve maydanoz sabah kahvaltısı, 2 kuru kayısı 3 ceviz de ara öğün. Şimdi sebzeler haşlandı, blenderda çevirip çorba niyetine içeceğim ağrıyan boğazıma iyi gelsin diye. Diyetli hayatın hiç tadı yok ama o kadar emekle verdiğim kiloların 3 ü geri gelmiş, hemen alarma geçtim. O üçün üstüne +5 koyup verene kadar diyete devam.
Öptüm kardeşim, ikimze de geçmiş olsun. Bu arada okuduğum kitap çok güzel öykülerden oluşuyor: Kötü Hatıra Fotoğrafçısı/Evrim Yağbasan

laleninbahcesi dedi ki...

aa yav annem böyle bi tatlı tuzlu bişi yapardı, ama neydi hatırlamadım.Kokusu geldi burnuma.
Ama bu papanası ben mutlaka denerim de ödül günümde falan olmalı.

Ağzımda menekşe şekerim selam ederiz sana.

Leylakım okuduğu kitabı demiş ya ben de sölim bari:)) Madam Artur Bey ve Hayatında ki herşey.

Öptüm çook

carpediem dedi ki...

kaygana idi adı,
hamur yapılır un,yumurta ile ala suluca,
bol yağda kızartılır.
şıraya atarsan tatlı,
öyle yersen tuzlu,
halam yapardı çocukluğumda.
peynir var mı yok mu hatırlayamadım.

Adsız dedi ki...

dilaram kaygana yemişliğim var.. onunla hiç alakası yok bunun.. ağırlıklı peynir çünkü ve yumurta akının kar hali çok farklı bişey oluyor.. =) keyifle..

lalem.. dene ödül gününde hem beğenirsin sanırım ben hafifbirşey aldım bu yemeğin yanına.. meave binchy.. aşk ve çocuk.. hehe ilk romanlardan birinden bir restoranın ve insanları adı geçince.. tanıdıklarla karşılaşmış gibi oldum.. =)

leylak dalım ben akşama düşünüyorum onu pırasalı kırmızı kocaman biberli sıcacık =).. hatta bak akşam şimdi yaptım içtim =P..

semaca'm inan ben deçok özledimamasersem tavuk gibiyim.. kapanın eli,nde kalıyorum arada da hastalandım hastalanıcam durumlarındayım...

atalet

Follow my blog with Bloglovin