26 Ekim 2007 Cuma

..


milli şiirler..
milli ruh ve vatan sevgisi..
milli beraberlik.. duygusu ile büyütüldük..



74 de sokaklarda birbirini kırarken gençler..

kıbrıs harekatı ile bir anda tek yumruk tek sese dönüştüğümüzü hatırlıyorum ben..
ama sessiz ve yapılanın arkasındayız anlamında bir tek yumruktuk..



savaştan bahsediyoruz..

ve gençlerin ölmesinden..

12sinin değil.. birinin..
ölmesine değil ..
yaralanmalarına değil..
üzülmelerine..
istedikleri okula girmemelerine..
istediği işi alamamalarına..
istediği kızla evlemeneyenine..
hatta istediği tatlıyı şekeri yiyememelerine üzüldüğümüz..
içimizin kan ağladığı gençlerin..

top yekun..
savaşıp..
binlercesinin ölmesi ihtimalinden..söz ediyoruz..


hatta bağırıyoruz.. sokaklarda..
mehmetçik ölmesin..
sonra
gerekirse savaşırız..



e gerekmesin..
gerekmesin..!!



gazeteler gururla yazıyor..
kitleler sokakta..
kitleleri kadınlar ve çocuklar oluşturuyor..
resimlerde..bir dede gördüm en fazla 6 yaşındaki torununa komando asker kılığı giydirmiş



dün bir kadın dedi ki..
''kadiköyde bir ses başladı aniden.. yürüyüş olduğunu anladım..
ama öyle hızlı yaklaştı ki sesler..
bir yürüyüş bu kadar hızlı ilerlemez dedim.. şaştım..
gördüm sonra..
13-15 yaşlarındalardı..
yüzlerce..
belli okuldan kaçmışlar..
sloganlarla koşarak.. ellerinde bayraklarla..
gösteri yapıyorlardı..fırtına gibi geçtiler..
kadiköyden bahariyeden.. modaya doğru kıvrılıp gittiler..

kaldırımda..
kadınlar..
hadi çocuklar size güveniyoruz..
biz yapamadık siz halledin bu işi diyorlardı..
korktum..''



o anlatırken ben de korktum..

yürüyüşçülerin profili değişti..
diyordu bir gazete..


saçı kırmızı boyalı burnu hızmalılar yürüyor diyordu..
vatan sevmenin görüntüyle ilgisini çözemedim..
benim de morlarım var ama..
nasıl sevmem ki vatanımı..



da..
kadınların barış gösterisi yapmasını beklerdim..
gerekirse.. son nefere kadar ölürüz diye çığlık atmasını değil..
o zaten belli çünkü..
gerçek.. bağırmaya gerek yok..



ece temelkuran..

bugün..

''Öfke ve nefret, bugün Türkiye tarihinde belki de hiç olmadığı kadar derin ve canlı. Bu işin sonu Bosna'daki, Ruanda'daki gibi olabilir. İstanbul, Beyrut olabilir. İnsanlar, "milliyetçi hisleri olan normal vatandaş" olmakla komşularını öldürmek arasındaki çizgiyi akıl almaz bir hızda aşabilir.
"Bize hiçbir şey olmaz" itikadıyla yaşadık bunca yıl. O ülkelerdeki o insanlar da öyle yaşamıştı. Şimdi hepsi öldüler. Çocukları Avrupa'da hayalet mülteciler olarak dolaşıyorlar.
Kuzey Irak'a operasyon yapılacak. Ne kadar savaş karşıtı olsak da, şu günlerde sesimizi çıkarırsak lince uğrayacağımızdan sesimiz çok duyulmayacak. O konuda ok maalesef yaydan çıktı.
Belki bu karar, karar verenleri bile aşıyor. Ama bizim hiç değilse savunacak bir iç barışımız olabilir hâlâ. Bu barışı bozacak olanlara benim, bizim sözlerimiz ulaşmıyorsa sesi onlara ulaşacak olanlar konuşabilir. '' diye bitirmiş yazısını..



minem kırıkkanatım..dün..

''Oysa ABD’nin karışması halinde güç dengelerinin Türkiye aleyhine döneceği böyle bir savaş, ancak her şeyi göze alınarak kazanılır. Yarım papuç, boş mide ve sayılı mermiyle kazanılan Kurtuluş Savaşı gibi, yoksulluğu, yoksunluğu ve ölümü göze alarak. Ekonomimizin ne kadar dengesiz, dışa ne kadar bağımlı olduğu düşünülecek ve akaryakıt başta, askerlerimiz bile önemli ölçüde Amerikan donanımlı olduğuna göre, dara düşmek kaçınılmaz... ''



demiş diye..
sen vatan haini diye yorumlar yapılmış..
burdaki en önemli bölümün akaryakıt başta sözcüğünün olduğu atlanarak..

saymamış listeyi.. teknolojinin uydunun bile dış kaynaklı destekli olduğunu..



17liğe dedim ki..
kadınlar beni askere alın diye başvuruyolarmış..
duydum dedi gülerek..
farkındalar mı yaptıklarının..
kurtuluş savaşında mıyız..
kullanılan tüfeklerin ağırlığının..
teknolojinin karmaşıklığının farkındalar mı..
top mermisi mi taşıyacaklar..
bugün savaşlar böyle yapılmıyor..
gülmesini hallettim elbet..
sen.. ile başlayan !!! biten cümlelerle..
ama doğru söylediği de .. şüphesiz..


bunun anlamı..
savaşırız değil..
ölürüz..
ölmeye geldik demek bu..
e tamam o da olabilir..
ölünür vatan uğruna da..
savaşılmış olmaz..
kurban oluruz..


gerillalık yapabiliriz bak..
var mı canlı bomba olmak isteyen..



neden seviyorum kadınlarımı..
sevdiğim kadınları..
ne demişti pragmatik arkadaşım..
takarsın c4 ü beline..
girersin aralarına..


evet bugünkü savaşta..
en gözü karamızın yapabileceği budur..


savaşları insanların değil..
teknolojilerin..
lojistiklerin yaptığı bir devirde..
rasyonel olacaksın..
kapasiteni de bileceksin..



korkuyorum gidişten bir süredir..
ama en çok rasyonel arkadaşım..
''bugün poliklinikte hasta bakarken..
korktum kendimden..
ben bile..
düşün ben bile..
... hastanın derdini anlamaya çalışırken..
bir ara.. biz sizi iyi edelim..siz gidin... !!!
diye politika düşünürken yakaladım kendimi..
sonra neyse ki bir kız geldi içeriye..
saçları uzun lüle lüle yapılmış omuzlarında..
koca kara gözlü..
17 yaşında daha..
kalkmış tunceliden tek başına..
muayene olmaya gelmiş..
nasıl düzgün türkçe konuşmaya çabalıyor..
öğrenci misin dedim..
ilkokul dörtten terkim dedi..
işte o ısıttı içimi..''

diye anlattığında korktum..


o da öyle başlamıştı söze..
''korkuyorum.. beni bile..''



ben okurken fakültede..
provokatörler vardı.. arada.. öğrenci niyetine..
ajitatör de denebilir aslında..
bir noktada birden bir ısı artışı yaratırlar..
aniden olaylar başlar..
derslikten bahçeye..
bahçeden sokağa yayılıverir..
onlar ortadan yok olur..
dolduruşa gelenler..
devam eder bağırmaya..
ve bir anda jandarmayı karşımızda bulurduk..
elde silah..
sonra gelsin tutuklamalar..
gidenlerin geri dönmesi.. o da dönerse..
aylar sürer..
dönenler bir süre..
gözlerini yerden kaldırmaz..
selamlaşmaz kimseyle..

ya kalır.. ki kalırsa artık hep şüphelidir..
itirafçı mıydı..
polise mi taraf oldu..
suçsuz muydu bilinmez..
ama..onun girdiği yerlerde herkes susar..
sohbet bile durur..
yalnızdır artık o..
ve sonunda bırakır okulunu gider..

işte bunlar geldi aklıma..

birileri bizi gene çığrımızdan çıkarıyor..


başlatıp..
ortada bırakıyor..
gibi geliyor bana..

hatırlatayım dedim burdan..
kim okuyacak duyacaksa..=(



kadına barış yaraşır..
toplumun sağduyusu kadındır..
kadın savaş diye çığırırsa..
korkarım ben..








bir toplum bu kadar bağırıyor..
yol gösteriyorsa politikacısına korkarım ben..


demek güvenmedikleri birşey var..
demek.. kararlarına güvenmedikleri..
onurları kırık başları eğik kalmaktansa..
savaşayım..öleyim .. dedirten birşey var ortada..



gençlerin politize olması..
öleyim demesi değildir..


geleceğine sahip çıkmak..
ülkesine sahip çıkmak..
bugünlere gelinmemesi sağlanamadı..
ama bundan sonra..
politikaya girmek..
tarih öğrenmek..
ve barışa inanmaktan geçer..


*****************
bi sürü iki nokta dolduramaz düşünce silsilesinin yerini..
onun için.. açıklayayım..
*gerekiyorsa.. savaşılacaktır elbet.. kaçınılmaz ise..
*ama uzun vadede..ve kalıcı olarak.. ancak sivil politika halledecektir.. akıllı olmalıdır..
*ama gerekirse..savaş kaçınılmaz ise.. atalet de ölür.. ölsündür zaten..
bu yazıda kendine.. yaşamına.. konforuna yönelik korkudan bahsedilmemektedir..
*inancım odur ki .. kadınların sokağa dökülmesi..kitleleri yönlendirmesi..
barış için.. barış amaçlı olmalıdır..
savaş için olması doğaya aykırıdır..
*en çok acizler bağırır.. en az.. bağırandan korkulur..
sessiz.. saygılı ve tutarlı..
geleceğe yönelik programlı olmanın zamanıdır..
*bu %kırkküsur ya yürümeye protesto etmeye alıştı..
ya da.. bu millet hem seçiyor..
hem güvenmiyor.. yapabilirliğine hüğümetinin..
vereceği karardan bir şüphesi olsa gerek ki.. habire itekliyor.. kararı..
*bu protestolar yürüme ile kalsa iyi..
takvime hangi gün siyah giyip..
hangi saatte ışık kapatıp..
hangi saatte trafikte türk marşı ile far yakıp söndüreceğimi karıştırıyorum..
giderek akrobatlaşacağız.. aynı anda bikaç şey yapmak için..
kendimize gelelim..
ışık değil trafo patlatsak..
siyah giymek değil.. çırılçıplak dolaşsak.. klakson çalmak değil.. arabayı tepesi üstünde yürütsek bi işe yaramaz..
soytarılığın lüzumu yok..,
sessiz ve saygılı durmak yeterlidir diye inanıyorum..
*****************
dedim

Hiç yorum yok :

Follow my blog with Bloglovin